Toplam 100 çeviri bulundu.
hokum
seyirci çekici oyunlar
viewer
televizyon izleyen kimse, seyirci
sınalgı izleyen kimse, seyirci, izleyici
seyirci
look on
seyirci kalmak
bakmak, seyretmek, seyirci kalmak
beholder
onlooker
stand by
seyirci kalmak, hazır beklemek, destek olmak
olaylara katılmayıp yalnızca izleyen kişi, seyirci
signalman
looker-on
bystander
seyirci kalan
spectator
izleyici, seyirci
görgü tanığı, seyirci
izleyici,seyirci,temaşacı,temaşabin
audience
izlerkitle, izlerçevre, izleyici, seyirci
işe veya olaya karışmadan kenarda duran kimse, seyirci
seyreden kimse, seyirci spectator sport ABD. gösteri mahiyetindeki spor faaliyeti
signal man
televiewer
gate crasher
kaçak seyirci, biletsiz seyirci
bîner (kürtçe)
seyirci (türkçe)
temaşevan (kürtçe)
temaşekar (kürtçe)
Spectator control
Seyirci kontrolü
zuschauer (almanca)
Attendance: 41,000.
Seyirci: 41,000.
spectator capacity
seyirci yer kapasitesi
spectators' stands
tribün basamağı, seyirci yeri
Don't just spectate.
Seyirci olmakla kalmayın.
The audience is young.
Seyirci gençti.
The audience was cheerful.
Seyirci neşeli idi.
Is the audience listening?
Seyirci dinliyor mu?
spectator, onlooker, tracer
Lookers-on see more than players.
Seyirci oyuncudan fazlasını görür.
The audience applauded the actress.
Seyirci aktristi alkışladı.
The audience applauded approvingly.
Seyirci beğenerek alkışladı.
The audience applauded and whistled.
Seyirci alkışladı ve ıslık çaldı.
The audience was mostly businessmen.
Seyirci çoğunlukla iş adamlarıydı.
The audience applauded the performer.
Seyirci oyuncuyu alkışladı.
The audience clapping for 10 minutes.
Seyirci 10 dakikadır alkışlıyor.
The audience sang along with Clinton.
Seyirci Clinton'la birlikte şarkı söyledi.
The audience was predominantly female.
Seyirci ağırlıklı olarak kadındı.
The audience applauded appreciatively.
Seyirci değerlendirerek alkışladı.
There was a large audience in the room.
Odada büyük bir seyirci vardı.
A mere 529 spectators watched the game.
Oyunu sadece 529 seyirci izledi.
There was a small audience in the hall.
Salonda az sayıda seyirci vardı.
There were loud boos from the audience.
Seyirci gürültülü bir şekilde yuhaladı.
The audience slowly started to applaud.
Seyirci yavaş yavaş alkışlamaya başladı.
There was hardly anyone in the audience.
Seyirci neredeyse yok gibiydi.
There was a large audience at the concert.
Konserde çok seyirci vardı.
There was a large audience in the theater.
Tiyatroda çok fazla seyirci vardı.
There was a large audience at the theater.
Tiyatroda büyük bir seyirci vardı.
Her jokes are too blue for most audiences.
Esprileri çoğu seyirci için aşırı müstehcendir.
move from spectators to active participants
seyirci olmaktan çıkıp aktif katılımcı olmak
Finally someone knows the words of my songs!
Fakat seyirci sözleri unutmamıştı.
There were over fifteen thousand spectators.
On beş binden fazla seyirci vardı.
The Peppers played before a crowd of 80,000.
Biberler 80 bin kişilik bir seyirci önünde çaldılar.
The audience applauded for a full five minutes.
Seyirci tam beş dakika alkışladı.
The audience clapped when the concert was over.
Konser bittiğinde seyirci alkışladı.
There were more spectators than I had expected.
Beklediğimden daha fazla seyirci vardı.
The audience groaned at some of Clinton's puns.
Seyirci Clinton'un sözcük oyunlarından bazılarına sızlandı.
41469 spectators have come along to watch today.
Bugün maçı izlemeye 41469 seyirci geldi.
How many people do you think are in the audience?
Kaç kişi seyirci olduğunu düşünüyorsunuz?
The large audience applauded when the song finished.
Şarkı bittiğinde büyük seyirci alkışladı.
There must have been a large audience at the concert.
Konserde büyük bir seyirci kitlesi olmalıymış.
He walked onto stage while the audience were applauding.
Seyirci alkışlarken o, sahneye doğru yürüdü.
The audience could hardly wait for the concert to begin.
Seyirci konserin başlamasını güçlükle bekleyebildi.
The audience was largely made up of very young children.
Seyirci çoğunlukla çok küçük çocuklardan oluşuyordu.
Such a well-known politician should draw a big audience.
Böylesi iyi tanınan bir siyasetçi büyük bir seyirci çekmelidir.
The audience reacted in different ways to her performance.
Seyirci onun performansına farklı şekillerde tepki gösterdi.
There was a large audience at the piano recital last night.
Dün gece piyano resitalinde büyük bir seyirci vardı.
As she sang with all her heart, the audience was deeply moved.
O bütün kalbiyle şarkı söylerken seyirci derinden etkilendi.
Performance will be in Italian with Turkish-English subtitles.
İtalyanca sergilenen eser Türkçe-İngilizce üstyazı ile seyirci ile buluşacaktır.
Seyirci is a valid single word included in the Turkish Dictionary.
Seyirci, Türkçe Sözlük'te bulunan geçerli bir tek kelimedir.
the people who sit and watch a performance at a theatre, cinema, etc
About eighty thousand spectators packed into the stadium last night.
Dün gece stadyuma yaklaşık seksen bin seyirci doldu.
The Türk Telekom Arena has the a capacity to host 52,000 spectators.
Türk Telekom Arena'nın 52,000 seyirci kapasitesi var.
The audience laughed before they even heard the translation in French.
Seyirci Fransızca çevirisini duymadan önce güldü.
At the Bitola premiere, the audience reacted with a ten-minute standing ovation.
Bitola'daki galada, seyirci oyunu on dakika boyunca ayakta alkışlayarak tepki verdi.
The last few runners appeared, to an accompanying cheer from the crowd of onlookers.
Seyirci kalabalığının tezahüratı eşliğinde son birkaç koşucu belirdi.
The evening performance at the Royal Theater had ended, and the audience had gone home.
Kraliyet Tiyatrosu'nda akşam performansı sona ermişti, ve seyirci eve gitmişti.
The audience has to believe that what you are going to offer is going to be interesting.
Seyirci onlara sunacağınız şeyin ilginç olacağına inanmalı.
The cheapest ticket was 29 euros, but the British duo still attracted a crowd of 20,000.
En ucuz bilet 29 avro olmasına karşın, İngiliz ikili yine de 20 bin kişilik bir seyirci çekmeyi başardı.
The Türk Telekom Arena has capacity for 52467 spectators and cost £134 million to build.
Türk Telekom Arena'nın 52467 seyirci kapasitesi olup, inşaat maliyeti 134 milyon sterlin olmuştur.
Clinton's speech was full of double entendres, most of which went over his audience's head.
Clinton'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu. Bunların çoğunu seyirci anlamadı.
At the end of the performance, the cheering audience called Carreras back on stage six times.
Konserin sonunda seyirci, Carreras'ı tezahüratlarla altı defa sahneye geri çağırdı.
Judo and wrestling events will take place at another stadium capable of holding 9,400 spectators.
Judo ve güreş müsabakaları ise 9.400 seyirci kapasiteli bir başka spor salonunda düzenlenecek.
The crowd was happy with the technical performance, but disappointed with only 75 minutes of music.
Seyirci teknik performanstan memnun kalmakla birlikte 75 dakikalık müzikten hayal kırıklığına uğradı.
Friday's opening ceremony is to be attended by 35,000 spectators inside the Olympic stadium in Turin.
Cuma günkü açılış törenini Turin'deki Olimpiyat Stadyumu'nda 35 bin seyirci izleyecek.
Deportivo have played their home games at the 34,600 capacity Riazor since 1944 when the stadium was built.
Deportivo stadın kurulduğu 1944'ten bu yana iç saha maçlarını 34,600 seyirci kapasiteli Riazor'da oynuyor.